17 Aralık 2009 Perşembe

Kerbela Olayı

Kerbela
KISACA KERBELA OLAYI

İSLAM tarihinin kara bir sayfası ... Yüzyıllardan bu yana İslam dünyasını ağlatan acıklı olay ... Bir kaşık suya hasret giden Hazreti Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü ...

Hazreti Ali'nin büyük oğlu Hasan, babasının yerine geçerek İmam oldu. Siyasal güç de İmamların elindeydi. Sam Valisi Muaviye iktidar tutkusuyla Hasan'a baskıları artırdı. Hasan, bu baskı ve korkutmalar karşısında çekildi. Yerini Muaviye'ye bıraktı. Muaviye yine rahat edemedi. Hasan’ı zehirleterek şehit etti. İmamlık küçük kardeşi Hüseyin'e kaldı. Muaviye'nin yerine gecen Yezit, karşısında rakip olarak Hüseyin'i gördü.

Kufeliler, Muaviye'nin yönetiminden memnun olmadıkları için İmamlığa yine Ali soyunun getirilmesini istiyorlardı. Bu istek daha çok İmamlık hakkının, yani devlet başkanlığının Muaviye ve soyunun hakkı olmayışından ileri geliyordu. Bunun için Hüseyin'i Kufe'ye çağırdılar. Ona uyacaklarını, İmam olarak kendisini tanıyacaklarını bildirdiler, birçok çağrı mektubu yazdılar.

Hazreti Hüseyin, bu çağrıya uymak zorunluluğunu duydu. Yüz kişiyle yola çıktı. Bunlar arasında çocukları ve torunları da vardı. Kufe, o çağda güney Irak'ta ünlü bir kentti. Babil harabelerinin güneyinde ve Fırat’ın bati kolu üzerindeydi.

Yezit, Hz. Hüseyin'in Kufe'ye doğru gelmekte olduğunu öğrenmekte gecikmedi. Babası Muaviye'nin zorla ele geçirdiği İmamlığın elden gideceğinden korkarak telaşa düştü. Hüseyin'i bu isten vazgeçirmek, gerekirse ortadan kaldırmak istedi. Komutanlarından Semre'yi üzerine gönderdi. Hz. Hüseyin Kerbela sahrasına geldiği sırada Semre önünü kesti ve çember içine aldı. Kerbela çölünün o sıcaklığında, Hz. Hüseyin ve yandaşlarına su verilmedi. Çoluk çocuğun su isteği ile inleyen Kerbela çölü, yezit in askerleri tarafından duyulmadı. Fırat ırmağının da yanından geçmesi, Yezit in ne lanet olduğunu daha iyi açıklıyordu.Bu İnsan dışı baskı ile, Hz Hüseyin ve yandaşlarını çökertip ve sonra üstlerine yürüyeceklerdi. Semre'nin birkaç kez fazla gücü olduğu halde, karşısındakinin kimin oğlu olduğunu da iyi biliyordu. Hüseyin ve yanındakiler Yezid'in ordusuyla yiğitçe çarpıştılar. Sonunda yanındakilerin hepsi şehit oldu. Hz. Hüseyin yaralandı, çarpışacak gücü kalmadı. Sinan ve Şimr adli kişiler başını keserek onu şehit ettiler. Bu arada <<>> (çocuklar) da şehit edildi. Geri kalanlar tutsak oldular. Bunlar arasında Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Zeynep, Ümmügülsüm, kızları Sakine, Fatma, oğulları Ali ve Zeynel' Abidin ile karisi vardı.

Acı haber duyulunca, İslam dünyası bir yasa boğuldu. Ozanlar coştu. Binlerce ağıt yazıldı, söylendi. Caferiler bu acıyı hiç unutamadıkları için, yeni yeni ağıtlarla kuşaktan kuşağa aktardılar. Böylece yüzyıllar boyu sürüp gelen bir edebiyat türü oluştu.

Hz. Hüseyin'in şehit olduğu gün, Arap aylarından Muharrem'in Onuncu günü, Hicret'in altmış birinci (M. 680) yılıydı. Bu gün, yas günü olarak bilinir.Su içilmez yas törenleri düzenlenir, ağıtlar, dualar ve mersiyeler okunur.Selam olsun alemlerin peygamberine ve onun tertemiz ehli-beytine.Allah bizi onların şefaatından mahrum bırakmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder